bugün
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren erkek24
- insanlar melek mi şeytan mı9
- bir kadın nasıl tavlanır16
- uludağ sözlüğe nasıl düştünüz38
- kızların tipe bakmadığı gerçeği21
- sözlük kızlarının saç rengi9
- icardi190522
- düşün ki o bunu okuyor8
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi19
- çağ dışı teknolojilere özlem duymak8
- bir gavatın soyadını nick yapmak10
- mert hakan yandaş13
- nude istemeyen erkek9
- numan kurtuluş dem parti görüşmesi29
- dursun özbek gibi olsam utanırım8
- anın görüntüsü10
- iğrenç bir his tarif et33
- türkiye toplumunun ahlaksızlığa pratik zeka demesi8
- yakışıklı ama zengin erkek14
- çift maaş alan akpli bürokratların ücretlerine zam18
- en yaşlı özelliğiniz18
- hemşire kızlar nasıl oluyor24
- sözlük kızlarına yürüyen vizyonsuz9
- sözlük yazarlarının abileri11
- erkek çocuk için isim önerileri9
- kocaeli de fabrikada yaşanan cinsel grup seks19
- aşkta yaş farkı önemli midir10
- az önce arabamdan inen tatlış kız12
- atatürk'ün hiç seçime girmeden ülkeyi yönetmesi22
- içip içip entry girmek8
- kediye kediş köpeğe köpüş diyen kız13
- arkadaşlar falıma bi bakar mısınız8
- bik bik bu sözlüğün divasıdır19
- emar15
- 170 boyunda 70 kilo erkek9
- suriyeliler suriye'ye dönsün11
- fake hesabım için nick önerileri9
- emmanuel emenike17
- vücutçu aptal erkek vs gösterişsiz felsefi erkek15
- yazarların ruh hali9
- düz dünyacıların güneş tutulmasına bakışı12
- köpekleri aklamak için sırtlana iftira atmak10
- bik bik'i ağdacıya götürmek11
- aykolik'in boyu yaşı kilosu mesleği8
- bik bik'in yaşı boyu kilosu8
- ahirette sorulacak ilk soru8
entry'ler (33)
insana sığabilene kainat; kainata sığamayana insan derim.
-muhammed ikbal
-muhammed ikbal
kainat, gerçeğin dış ve görünen yüzüdür. gerçek ise kainatın iç ve görünmeyen yüzünü yansıtır.
-muhyiddin arabi (şeyh-i ekber)
-muhyiddin arabi (şeyh-i ekber)
cedric.
ailemizin bir üyesi gibi.
sabahları kahvaltıda ailecek izliyoruz. güne birlikte başlıyoruz.
ailemizin bir üyesi gibi.
sabahları kahvaltıda ailecek izliyoruz. güne birlikte başlıyoruz.
öykü gürman'ın seslendirdiği, son zamanlarda dinlediğim en güzel şarkılardan biri. insanı alıp götüren cinsten.
şu ara dinlenmesi pek uygun değildir zannımca. zira hava zaten kötü, depresyona girmeye gerek yok durduk yere.
şu ara dinlenmesi pek uygun değildir zannımca. zira hava zaten kötü, depresyona girmeye gerek yok durduk yere.
"ilim maldan hayırlıdır, ilim seni koruduğu halde sen malı korursun. ilim hakim, mal mahkumdur. mal sahiplerinin hepsi öldü gitti; ama ilim sahiplerinin eserleri elden ele dolaşıyor, her kap içine bir şey kondukça daralır, bilgi kabı dolduruldukça genişler. ahmak kişinin kalbi ağzındadır, bilgin kişinin lisanı kalbindedir. insanın sözü aklının ölçüsüdür."
- Hz. Ali -
- Hz. Ali -
Bir ceviz ağacının gölgesinde uyumak gibiydi seni sevmek.
sürekli ikiz olmakla ilgili soruların muhatabı olan yazardır.
(bkz: ikiz olmak nasıl bir duygu sorusuna maruz kalmak)
o benim, evet.
(bkz: ikiz olmak nasıl bir duygu sorusuna maruz kalmak)
o benim, evet.
sürekli yaşadığım durumdur. biri de durup demiyor ki ulan bu kız hiç tek olmadı ki nerden bilsin.
kapıyı açacak birinin olmaması, her seferinde çantanın derinliklerinde anahtarı aramaktır. bazen insanların sırf bu yüzden evlendiğini bile düşünüyorum. o kadar zor yani.
birde tek başına nevresim geçirmek var ki aman diyim...
birde tek başına nevresim geçirmek var ki aman diyim...
yıl 1994. altı yaşında falanım. bir akrabamıza gittik akşam oturmasına. vitrinde küçük küçük, şirin mi şirin şişelerde envai çeşit içki var. bizimkiler hacı tayfasından. içki ters yani bizim aileye. bununda gayet farkındayım. ama gel gelelim meraklı da bir tipim. zaten ne geliyorsa başıma hep meraktan geliyor. neyse, ben vitrinin önünde dolaşıp duruyorum. uygun bir zaman kolluyorum. kafaya koydum birinin tadına bakıcam. vitrinde de ne ararsan var bu arada. bar gibi aynı. votka, viski, bira, rakı, şarap, likör... varda var yani. bizimkiler yemek için diğer odaya geçtiler. bende dedim fırsat bu fırsat. elime geçen ilk şişeyi diktim direk kafaya. kara bahtım kör talihim mi desem, cahilliğime mi yansam. sen git o kadar içki arasından sek rakıyı dik kafaya. tam o anda annem de seslenmez mi "nerdesin? yemek yiyoruz." diye. zor bela yuttum. yuttum ama içim alev alev yanıyor. feridun düzağaç alev alev şarkısını benim yazmış sanki. o geçen birkaç saniye, ömrümden ömür götürdü. o gün bugündür tövbeliyim içkiye.
sabah fırına ekmek almaya gönderilmek.
leyla ile mecnun'daki mecnunun bunalımda olduğu zamanlarda giydiği hırkadır. bu ara nedense gözlerim mağaza vitrinlerinle onu aramakta.
geçenlerde Bursa'da gerçekleşmiş olaydır. üstüne şimşekte çakmıştır. havanında, bizim gibi arada kafasının karıştığının kanıtıdır.
insanı imana getirirler. hele ki bursa'da mavi dolmuştaki abilerse, inene kadar bildiğiniz bütün duaları okursunuz. "ölümü çokça hatırlayın." sözü vardır ya hani, bu abiler bu amaç için çalışıp, didinirler. sağolsunlar.
arkadaki ikilinin daha önce hiç karşılaşmamışlar, sanki birbirlerini ilk defa görüyorlarmış gibi davranmalarına neden olan cümledir. boş boş bakarsın yanındakine. sanki uzaydan inmiştir bir anda da sen, hoca bu cümleyi söylediğinde farkına varabilmişsindir onun senin yanına ışınlandığının. hocaya da hayret dolu bakışlar atılır ki rolün hakkı verilebilsin.
kendisininde bilmediği şeydir. allah bilir.
"affetmedim kendimi" ve "yardım et" şarkılarıyla yaklaşık bir senemi iki şarkıyla kapatmama sebep şarkıcıdır. bursa'ya geldiğimde pek bir sevinmiştim kendisinin bursa'da yaşadığına. bir dönem izmit'te de bir mekanda çıkmaktaydı lakin nasip olup da gidememiştim. bursa'da da çıktığı mekana gidemesem de kendisiyle tanışma şerefine nail oldum çok şükür. ayrılırken "çıktığım mekana gelirsen istediğin şarkıyı söyleyeceğim, söz." diyerek pek bir mutlu etmiştir beni.
aklındakilerin seni esir alması durumudur. esareti, gün aydınlanmaya başladığında fark edersin. kalelerin düşmüştür artık, savaşmak içinse çok geç kalmışsındır.
"karpuzcu arabası" diyerek rencide edilmeme sebep araçtır. bayan şoför okula bu arabayla giderse, vitese arkadaşları tarafından tesbih takılması, kirli cama kamyon arkası yazılar yazılması kaçınılmaz sondur. kaçınılmaz olan sondan kaçamadım zira.
duyulduğu anda insanı alıp götüren şarkıdır. nerde duyduğunuzun önemi bile olmaz. aklınız uçar gider. şarkı bitene kadar da hareket edemez, mıhlanır kalırsınız olduğunuz yere. hani vardır ya zamanı, mekanı olmayan şarkılar, onlardandır işte. ne kadar zaman geçerse geçsin dinlenir.